top of page

Yaz Aylarında Cilt Bakımı: Sağlıklı ve Işıltılı Bir Cilt İçin Profesyonel İpuçları

  • Yazarın fotoğrafı: Hilal GÜDÜCÜ SUNGAR
    Hilal GÜDÜCÜ SUNGAR
  • 28 Mar
  • 7 dakikada okunur

Yaz mevsimi, doğanın canlandığı, güneşin yüzünü daha çok gösterdiği ve açık havada geçirilen zamanın arttığı bir dönemdir. Ancak bu keyifli aylar, cilt sağlığı açısından bazı zorlukları da beraberinde getirir. Artan sıcaklık, yüksek nem oranı ve yoğun ultraviyole (UV) ışınları, cildimizin normalden farklı bir bakım rutinine ihtiyaç duymasına neden olur. Kış aylarında cildimizi soğuk ve kuru havadan korurken, yazın ise güneşin zararlı etkilerinden, terleme ve sebum üretimindeki artıştan kaynaklanan sorunlara karşı daha dikkatli olmamız gerekir.

ree

Yaz aylarında cilt bakımının temel hedefleri, cildin güneşin zararlı etkilerinden korunması, nem dengesinin sağlanması, gözeneklerin temiz tutulması ve sıkça karşılaşılan cilt sorunlarının önlenmesi ve tedavi edilmesidir. Cildimizi sadece güneş yanıklarından değil, aynı zamanda uzun vadede oluşabilecek cilt hasarlarından da korumak, yaz bakımının en önemli önceliğidir. Bunun yanı sıra, sıcak havalarda artan terleme ve sebum üretimi gözenekleri tıkayarak sivilce ve siyah nokta oluşumuna zemin hazırlayabilir. Bu nedenle, cildin düzenli olarak temizlenmesi ve nemlendirilmesi, yaz aylarında sağlıklı bir cilt için vazgeçilmez adımlardır.


Yaz mevsiminde karşılaşılan güneş lekeleri, sivilce artışı, cilt kuruluğu, isilik ve alerjik reaksiyonlar gibi sorunlara karşı bilinçli olmak ve uygun bakım yöntemlerini uygulamak, cildimizin yaz boyunca ışıltısını korumasına yardımcı olacaktır.

Yaz aylarında cilt bakımı sadece güneşten ibaret değildir. Sıcaklık ve nemin artması da cilt sağlığını önemli ölçüde etkiler. Çeşitli araştırmalar, sadece UV ışınlarının değil, aynı zamanda sıcaklık ve nemin artmasının da cilt sorunlarını tetiklediğini göstermektedir.


Örneğin, sıcak havalarda terlemenin artması ve nem dengesinin bozulması ciltte yağlanmaya neden olabilir. Aynı şekilde, nemli havalarda makyaj nedeniyle gözeneklerin tıkanması isilik oluşumunu tetikleyebilir. Bu nedenle, yaz cilt bakımına yaklaşırken sadece güneş korumasını değil, aynı zamanda sıcaklık ve nemin cilt üzerindeki etkilerini de göz önünde bulundurmak gereklidir.


ree

Güneş Koruması: Tekirdağ da Yazın Cildiniz İçin Hayati İpuçları


Yaz aylarında cilt bakımının en kritik adımı, güneşin zararlı ultraviyole (UV) ışınlarından korunmaktır. Güneş ışınları, cilt katmanlarına nüfuz edebilen ve çeşitli zararlara yol açabilen UVA ve UVB olmak üzere farklı türlerde radyasyon içerir . UVA ışınları, cildin derinliklerine (dermis) ulaşarak erken yaşlanmaya, kırışıklıklara ve bazı cilt kanserlerine neden olabilir. Bu ışınlar, dünya yüzeyine ulaşan UV radyasyonunun yaklaşık %95'ini oluşturur ve cam ile bulutlardan bile geçebilirler. Uzun süreli UVA maruziyeti cilt kanseri riskini önemli ölçüde artırır. Solaryum cihazlarında da yoğun olarak UVA ışınları kullanılır.


UVB ışınları ise cildin dış tabakasını (epidermis) etkileyerek güneş yanığına, kabarcıklara ve DNA hasarına neden olur. Dünya'ya ulaşan UV radyasyonunun sadece %5'ini oluştursalar da, enerjileri daha yüksektir ve melanom gibi cilt kanserlerinin başlıca nedenidir. UVB ışınları en yoğun olarak öğlen saatlerinde, güneşin en parlak olduğu zaman diliminde etkilidir. Yaz ayları boyunca yıllık UVB dozunun yaklaşık %72'sini alırız. Bir diğer UV türü olan UVC ışınları ise oldukça zararlıdır ancak atmosfer tarafından tamamen tutulur.


Cildimizi güneşin bu zararlı etkilerinden korumanın en etkili yolu, doğru güneş kremi kullanmaktır. Güneş kremi seçerken dikkat etmemiz gereken ilk nokta, ürünün geniş spektrumlu koruma sağlaması, yani hem UVA hem de UVB ışınlarına karşı etkili olmasıdır. Ayrıca, güneş koruma faktörü (SPF) de önemlidir. SPF değeri, kremin cildi UVB ışınlarından koruma düzeyini gösterir. Günlük kullanım için en az 30 SPF içeren bir güneş kremi tercih edilmeli, uzun süreli güneşe maruz kalındığında ise 50 veya daha yüksek SPF'li ürünler kullanılmalıdır. SPF 30, güneş ışınlarının yaklaşık %97'sini bloke edebilir. Yüzme veya yoğun terleme gibi durumlarda ise suya dayanıklı formüllere sahip güneş kremleri tercih edilmeli ve her su temasından sonra tekrar uygulanmalıdır. Suya dayanıklı güneş kremlerinin koruma süresi, normal kullanım için olanlara göre daha uzun olabilir.


Güneş kremi seçimi cilt tipine göre de yapılmalıdır. Yağlı ciltler için gözenekleri tıkamayan, hafif ve yağsız formüller idealdir. Kuru ciltler ise nemlendirici özelliği olan, hyaluronik asit gibi içerikler barındıran güneş kremlerini tercih etmelidir. Hassas ciltler için ise kimyasal filtreler tahrişe neden olabileceği için titanyum dioksit ve çinko oksit gibi mineral filtreler içeren güneş kremleri önerilir. Fiziksel filtreler olarak da bilinen bu mineraller, güneş ışınlarını bir ayna gibi yansıtır.


Güneş kreminin doğru kullanımı da en az seçimi kadar önemlidir. Güneşe çıkmadan 15-30 dakika önce güneş kremi uygulanmalı, böylece cilt kremi emerek koruyucu bir bariyer oluşturabilir. İdeal uygulama süresi güneşe çıkmadan yaklaşık 40 dakika öncedir. Güneş kreminin etkili olabilmesi için cilde yeterli miktarda uygulanması gerekir. Yüz için genellikle yaklaşık bir çay kaşığı kadar ürün önerilir. Güneş kremi sadece yüzümüze değil, aynı zamanda kulaklar, boyun, eller ve ayaklar gibi güneşe maruz kalan tüm açıkta kalan bölgelere de uygulanmalıdır. Unutmamalıyız ki güneşin zararlı etkileri bulutlu havalarda bile devam eder, bu nedenle hava kapalı olsa dahi güneş kremi kullanmak hayati önem taşır. UV indeksi 3 veya daha yüksek olan her günde güneşten korunmak gereklidir. Makyaj yapanlar ise güneş kremini cilt bakımının son adımı olarak, makyajdan önce uygulamalıdır. Güneş koruyucu içeren nemlendiriciler genellikle önerilmez çünkü nemlendiricilerin içindeki güneş koruyucuların etkisi azalabilir. Hatta UVA ışınları camdan geçebildiği için evde veya araba kullanırken bile güneş kremi kullanmak faydalı olabilir. Evde kullanım için SPF 20 içeren bir ürün yeterli olabilir.


SPF değeri sadece UVB korumasını gösterirken, UVA ışınlarına karşı koruma için ürün etiketinde "geniş spektrumlu" ibaresinin bulunmasına dikkat etmek önemlidir. Birçok kişi SPF değerinin yüksek olmasının yeterli koruma sağladığını düşünse de, UVA ışınları da cilt yaşlanması ve kanser riskinde önemli bir rol oynar. Bu nedenle, sadece SPF'ye değil, aynı zamanda geniş spektrumlu korumaya sahip ürünleri tercih etmek gereklidir.


Çocukluk döneminde yaşanan güneş yanıklarının ileriki yaşlarda cilt kanseri riskini önemli ölçüde artırdığına dair güçlü kanıtlar bulunmaktadır. Araştırmalar, çocuklukta bir kez bile güneş yanığı geçirmenin cilt kanseri riskini 3 kat artırabileceğini göstermektedir. Bu bilgi, ebeveynlerin ve çocukların güneşten korunması konusunda farkındalık yaratmak için kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, erken yaşta güneşten korunma alışkanlıklarının kazandırılması, uzun vadeli cilt sağlığı için hayati bir yatırımdır.


Aşağıdaki tablo, UVA ve UVB ışınları arasındaki temel farkları özetlemektedir:

Özellik

UVA Işınları

UVB Işınları

Nüfuz Etme

Derinin derinliklerine (dermis) nüfuz eder

Cildin dış tabakasını (epidermis) etkiler

Cilt Etkileri

Erken yaşlanma, kırışıklıklar, bazı cilt kanserleri

Güneş yanığı, kabarcıklar, DNA hasarı, cilt kanseri

UV Işınlarının Oranı

Dünya'ya ulaşan UV radyasyonunun %95'i

Dünya'ya ulaşan UV radyasyonunun %5'i

Enerji Seviyesi

Daha düşük enerji, daha uzun dalga boyu

Daha yüksek enerji, daha kısa dalga boyu

Cam ve Bulut Penetrasyonu

Camdan ve bulutlardan geçebilir

Cam tarafından engellenir, bulutlu havada etkisi azalır

Risk Faktörleri

Cilt yaşlanması, bazı kanserler

Melanom başta olmak üzere cilt kanserleri

Nemlendirme: Yazın Cildin Su Dengesini Nasıl Korunur?


Yaz aylarında cilt bakımı denildiğinde akla ilk olarak güneş koruması gelse de, nemlendirme de en az onun kadar önemlidir. Sıcak hava ve artan terleme nedeniyle cilt daha fazla nem kaybeder. Ayrıca deniz ve havuz suyunun kurutucu etkisi de göz ardı edilmemelidir. Tuzlu deniz suyu ve klorlu havuz suyu cildin kurumasına ve gerginleşmesine neden olabilir. Bu nedenle, yazın cilt tipine uygun doğru nemlendiriciyi kullanmak ve cildin su dengesini korumak hayati önem taşır.


ree

Yaz için nemlendirici seçimi yaparken dikkat edilmesi gereken bazı özellikler vardır. Öncelikle, hava sıcaklığının yüksek olduğu bu dönemde ciltte ağırlık yapmayan, hafif ve su bazlı formüller tercih edilmelidir. Jel formundaki nemlendiriciler de yaz aylarında ferahlatıcı bir seçenek olabilir. Yağlı ciltler için ise gözenekleri tıkamayan, yağsız ve non-komedojenik ürünler kullanılmalıdır. Bu tür nemlendiriciler genellikle sebum kontrolü sağlayarak cildin parlak görünümünü azaltmaya yardımcı olur.


Kuru ciltler yaz aylarında da nem kaybına eğilimli oldukları için hyaluronik asit, gliserin ve seramid gibi nem tutucu içerikler içeren yoğun nemlendiriciler tercih etmelidir. Karma ciltler için ise bölgesel nemlendirme yöntemi uygulanabilir. Yağlı olan T bölgesi (alın, burun, çene) için hafif ve yağsız nemlendiriciler kullanılırken, kuru olan yanaklar için daha yoğun nemlendiriciler tercih edilebilir. Hassas ciltler tahrişe karşı daha duyarlı oldukları için parfümsüz, alkolsüz ve hipoalerjenik nemlendiriciler kullanılmalıdır.


Nemlendiriciler düzenli olarak sabah ve akşam olmak üzere günde en az iki kez uygulanmalıdır. Duştan sonra cilt hala nemliyken nemlendirici uygulamak, nemin cilde hapsolmasına yardımcı olur. Özellikle uzun süre güneşte kalındığında veya ciltte kuruluk hissedildiğinde nemlendirici gün içinde ihtiyaç duyuldukça tekrar uygulanabilir. Cildin nem dengesini korumak için sadece dışarıdan nemlendirme yeterli değildir. İçten nemlendirme de en az onun kadar önemlidir. Bu nedenle, yaz aylarında günde en az 2-3 litre su tüketmek cilt sağlığı için hayati önem taşır. Yeterli su tüketimi cildin elastikiyetini artırır ve toksinlerin atılmasına yardımcı olur.


Yazın hava nemli olsa bile cilt su kaybeder ve nemlendirmeye ihtiyaç duyar. Sadece nemlendiricinin formülü değişmelidir. Birçok kişi yazın havanın nemli olması nedeniyle nemlendirici kullanmanın gereksiz olduğunu düşünebilir. Ancak, sıcaklık, terleme, güneşin etkisi ve deniz/havuz suyunun cildi kurutabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, yazın da nemlendirici kullanmanın önemini vurgulamak ve doğru formülü seçmeye odaklanmak gereklidir. Örneğin, yaz aylarında ağır nemlendiricilerden daha hafif ve daha az yağlı kremlere geçmek doğru bir yaklaşımdır.


Yağlı ciltlerin de neme ihtiyacı vardır ve su bazlı nemlendiriciler yağ üretimini dengelemeye yardımcı olabilir. Yağlı cilde sahip olanlar genellikle nemlendiricilerden kaçınır. Ancak, cilt yeterince nemli olmadığında daha fazla yağ üretebilir. Hafif, su bazlı ve yağsız nemlendiriciler, yağlı ciltler için idealdir. Bu tür ürünler cildi ağırlaştırmadan nem sağlayarak yağ üretimini dengelemeye yardımcı olabilir.


Cilt Temizliği ve Peeling: Yazın Cildinizi Taze Tutmanın Yolları


Yaz aylarında cilt temizliği, sağlıklı ve ışıltılı bir cilt için vazgeçilmez bir adımdır. Artan sıcaklık ve terleme, ciltte yağ, kir ve güneş kremi kalıntılarının birikmesine neden olabilir. Düzenli cilt temizliği, bu birikintileri uzaklaştırarak gözeneklerin tıkanmasını önler ve cildin nefes almasını sağlar. Tıkanmış gözenekler ise sivilce ve siyah nokta oluşumuna zemin hazırlayabilir.


Yaz için temizleyici seçimi yaparken cilt tipini göz önünde bulundurmak önemlidir. Cildi kurutmayan ve tahriş etmeyen nazik temizleyiciler tercih edilmelidir. Sabun içermeyen temizleyiciler genellikle daha uygundur. Yağlı ciltler için jel veya köpük formüllü, salisilik asit içeren ürünler gözenekleri derinlemesine temizleyerek yağ ve kir birikimini önlemeye yardımcı olabilir. Kuru ciltler ise cildi nazikçe temizlerken nemlendirmeye de yardımcı olan krem veya süt temizleyicileri tercih etmelidir. Karma ciltler için ise cildin farklı bölgelerindeki ihtiyaçları dengeleyen jel veya köpük temizleyiciler idealdir. Hassas ciltler için ise parfüm, alkol ve sabun içermeyen, hipoalerjenik ürünler kullanılmalıdır. Cilt temizliği yaz aylarında sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez yapılmalıdır.


Peeling, yaz aylarında cilt bakım rutininin önemli bir parçasıdır. Peeling, cilt yüzeyinde biriken ölü cilt hücrelerini uzaklaştırarak cildin daha parlak ve pürüzsüz görünmesini sağlar . Ayrıca tıkanmış gözenekleri açarak sivilce oluşumunu engellemeye yardımcı olur. Ancak yazın peeling yaparken dikkatli olmak ve cildi güneşe karşı daha hassas hale getirebilecek güçlü peelinglerden kaçınmak önemlidir. Yaz aylarında cilt tahrişini önlemek için hafif peelingler tercih edilmelidir. Peeling sıklığı cilt tipine göre ayarlanabilir. Yağlı ciltler haftada 1-2 kez peelinge ihtiyaç duyabilirken, kuru ve hassas ciltler için daha seyrek uygulama önerilir.


Özellikle retinoik asit, salisilik asit ve glikolik asit gibi meyve asitleri içeren soyucu ve peeling özellikli ürünlerin yaz aylarında kullanımı sınırlandırılmalı veya dikkatli olunmalıdır çünkü bu içerikler cildin güneşe karşı hassasiyetini artırabilir. Aktif içerikleri içeren ürünlerin daha çok gece kullanılması önerilir. Hassas ciltler için ise çok nazik peeling yöntemleri veya düşük konsantrasyonlu peeling içerikli temizleyiciler tercih edilebilir. Hassas cilde sahip olanlar peeling işlemini bir uzmana yaptırmayı düşünebilirler.


Yazın peeling yaparken dikkatli olunmalı; güneş hassasiyetini artırabilecek güçlü peelinglerden kaçınılmalıdır. Güneş ışınlarının cildi zaten hassaslaştırdığı yaz aylarında, agresif peeling uygulamak ciltte tahrişe, kızarıklığa ve hatta leke oluşumuna neden olabilir. Yaz aylarında peelingin sıkça tercih edilmediği ve özellikle peeling yapmak isteyenler için uyumadan önce yapmanın doğru bir seçim olabileceği belirtilmektedir. Bu nedenle, nazik peeling yöntemlerini vurgulamak ve güçlü peelinglerden kaçınmak önemlidir.


Deniz suyu temiz ve doğal ise cilde faydalı olabilirken, havuz suyundaki kimyasallar cilde zarar verebilir. Deniz suyu, temiz olduğunda cildi yumuşatır, besler ve ışıltılı bir görünüm verir


Özellikle yağlı ve sivilceli ciltler için tedavi edici etkisi olabilir. Ancak sanayi bölgelerine yakın sahillerde cıva başta olmak üzere ağır metallere maruz kalmak sorun yaratabilir. Havuz suyunda ise dezenfektan olarak kullanılan klor gibi kimyasallar cildin tahriş olmasına ve kurumasına neden olabilir. Bu nedenle, deniz veya havuzdan çıktıktan sonra mutlaka duş almak ve cildi nemlendirmek önemlidir.


Sağlını ve cildini önemseyen Tekirdağlıları Dr. Fırat Sungar kliniğimize bekleriz.

 
 
 

Yorumlar


İletişim

​Yavuz Mah. Ferman Sok. No : 3 /5 Süleymanpaşa/Tekirdağ

Telefon : 0543 393 40 41

  • Facebook
  • Instagram
bottom of page